Müzik benim nefesim
ŞEBNEM SUBAŞI
Necmi Bektaşoğlu ilk albümü ‘Yaşadığına Değmeli’yi yayımladı. İlk albümü ile dinleyenlere ‘merhaba’ diyen Bektaşoğlu ile şarkıları konuştuk.
• Müziğe ilginiz ne zaman başladı?
Çocukluğumda başladı diyebilirim. İlkokul 5. sınıf müsameresinde Barış Manço şarkıları söyleyerek başladım. İlkokul öğretmenim konservatuvara yönlendirmek istemişti. Ancak bu mümkün olmadı. Ortaokulda bağlama ile tanıştım. 1986’da Grup Yorum’un ‘Sıyrılıp gelen’ ve Ahmet Kaya’nın ‘Acılara tutunmak’ albümleri önümde yepyeni ufuklar açtı. Lise yıllarımda bağlama ile dost meclislerinde çalar söyler olmuştum. Üniversite için İzmir’e geldiğimde ‘Günola’ adında müzik grubu kurduk ve bir de kaset yaptık. Kaset sonrası grup dağıldı. Fakat ben müzikten kopmadım. Müzik benim nefesimdi aslında, hâlâ da öyle.
• Albüm ortaya nasıl çıktı?
Uzun süredir düşünüyorduk sadece şartların olgunlaşması gerekiyordu. Bir ağaca benzetiyorum kendimi. Önce ağacın olgunlaşması, meyve verecek çağa kavuşması gerekiyor. Sonrasında çiçekler tomurcuklanıyor ve meyveler olgunlaşıyor. Bu süreç tamamlanmadan meğer meyve verilemiyormuş. Yeni anladım meyve verecek çağa geldiğimi. İlk yazdığım şarkı albümün dördüncü şarkısı Rüzgâr. Sonrası peş peşe geldi ve devam ediyor.
• Şarkıların yapım sürecini anlatır mısınız?
Bu albümdeki şarkılar aslında beni tetikleyen şeylerle ortaya çıktı. Şarkı yazmayı doğuma benzetiyorum. Büyüyor içinizde hissettirmeden. Olgunlaşıyor. Doğum zamanı geldiğinde, sancılarla vücudunuzdan, yüreğinizden, ruhunuzdan dışarı itiyorsunuz. Bana göre her şarkı bir doğum.
• ‘Sev uyut beni’ ve ‘Bir gül goncası’ şarkılarda düetleriniz var. Kimlerle çalıştınız?
Albümün başlıca emektarları, yıllardır biriktirdiğim dostlarım. İlkay Akkaya ile 1992’den beri dostluğumuz var. Albüm aşamasında, tüm yavrularını kaybetmiş anaların yangınını Ali İsmail Korkmaz öznesinde ‘Bir gül goncası’ adıyla simgeleştirdiğim şarkıda bana sesiyle eşlik etmesini teklif ettiğimde severek kabul etti. Minnettarım dostluğuna. ‘Sev uyut beni’ şarkısında sevgili Elvan Erol eşlik etti. Müzik piyasasında İzmir’den iş çıkmaz, merkez İstanbul’dur gibi bir önyargı var. Tüm bu önyargılara da isyanımız oldu bu albüm. Yapım dahil, her şey İzmir’de yapıldı.
• Halk ezgileri de barındıran bir havası var albümün, hangi tarzı benimsiyorsunuz?
Kilis’te doğmuş, Anadolu’dan, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Aşık Veysel, Aşık Mahzuni, Neşet Ertaş’tan besleniyorum. Albümde büyüdüğüm toprakların, Anadolu’daki renklerin, ozanların etkisi elbette var. Aynı zamanda Barış Manço ve Cem Karaca hayranıyım. Albüm de rock ve halk müziğinin bütünleşmesi.
• İlk albüm çıktı. Bundan sonra sırada neler var?
İlkay Akkaya ile İstanbul’da 5 Nisan’da Haziran Hareketi’nin etkinliğinde şarkılarımızı söyleyeceğiz.
Kaynak : www.birgun.net